Makedonyalı gençlerin yarattığı manşetlerden Rusya’nın İnternet Araştırmaları Ajansı’nın yayınladığı Facebook reklamlarına ve ayrımcı hashtagler kullanan otomatik ve insan koordineli ağlara kadar herkes memnun ve herkes rolünü iyi oynuyordu.
Ancak bundan dört yıl sonra teknoloji şirketlerinin birtakım önlemler almasıyla 2016 ABD Başkanlık Seçimlerinde kullanılan stratejiler ile ilgili daha fazla farkındalık oluştu. Google ve Facebook kullanıcı politikalarını değiştirerek uydurma haber sitelerinin içeriklerinden para kazanılmasını zorlaştırdı. Facebook, toplumsal ve siyasi reklamlara kimin para harcadığını bulmak için bir reklam kitaplığı oluşturdu. Twitter, otomatik ağları ortadan kaldırmak için daha etkili bir mecra haline geldi.
Bu önlemlere rağmen ayrımcılık yaratanlar ve yanıltıcı içerikleri yaymak isteyenler, platformların değişikliklerinden etkilenmemek için yeni teknikler geliştirmeye ve denemeye devam ediyorlar.
Sosyal ağlarda yayılan dezenformasyonun büyük bir bölümünün Facebook Grupları ve kapalı mesajlaşma grupları gibi izlenmesi zor alanlara doğru kayacak olması endişe verici bir durum.
Facebook’un en güçlü özelliklerinden biri olan reklamlar endişe yaratmaya devam ediyor. Bu özellik, bir Facebook sayfası yöneticisinin, örneğin Raleigh-Durham’da yaşayan, çocuklu, yüksek lisans derecesine sahip, Yahudi ve Elizabeth Warren’ın Facebook sayfasını beğenen 32-42 yaş arası kadınlar gibi çok belirgin bir alt grubu hedeflemesine olanak tanıyor. “Karanlık reklamlar” kuruluşların belirli kişileri hedeflemesini sağlıyor ancak o kuruluşun kendi Facebook sayfasında görünmüyor, bu nedenle reklamların takip edilmesi de zorlaşıyor. Facebook’un reklam kitaplığı, belirli adayların yayınladığı reklam türlerini inceleme veya örneğin “silahlar” gibi bir anahtar kelime ile arama yapma olanağı sağlıyor. Bu kılavuzun ilerleyen bölümlerinde reklam kitaplığının nasıl kullanıldığını açıklayacağız.
Karanlık alanlar neden bu kadar endişe verici?
2019’da Mart ayında Mark Zuckerberg Facebook’un gizlilik odaklı politikaları benimsemeye başladığını duyurdu. Bu açıklama nelerin yaşanmaya başladığını açıkça gösteriyor. Son birkaç senedir insanlar tıpkı kamusal alanlarda paylaşım yaptıklarında neler olduğunu öğrendikleri gibi takip edilebilecekleri ve hedef haline gelebilecekleri alanlarda yer almamaya başladı. Çocuklar büyüdükleri zaman, kendi bebeklik fotoğraflarının Google’da aranabilir olmasına rıza göstermediklerinden dolayı şikayette bulunuyorlar. İnsanlar; sarhoşken ya da düşünmeden gönderdikleri tweetlerden sonra işlerini kaybedebiliyor ve güvenlik güçlerinin, sigorta uzmanlarının, sınır koruma görevlilerinin sosyal ağlarda yazılanları izlediğini farkına varıyor. Ayrıca özellikle kadınları ve beyaz olmayan insanları hedef alan çevrimiçi taciz gibi rahatsız edici bir gerçeklik de söz konusu.
Bunun üzerine bazı insanlar Instagram profillerini gizli hale getiriyor. Bazıları ise Facebook gizlilik politikalarını inceliyor ve profillerinde bulunan bilgileri gizli hale getiriyor veya Twitter’da otosansür uyguluyor. Aktivistlere göre dünyanın bazı bölgelerinde yanlış bilgi paylaşanları cezalandırmayı amaçlayan düzenlemeler ifade özgürlüğü konusunda caydırıcı bir etkiye sahip olabilir ve kapalı uygulamaların daha fazla kullanılmasını teşvik edebilir.
Kapalı alanlara doğru yaşanan yönelme anlaşılabilir. Tarihçilerin geçtiğimiz son on yıla, insanların yaptıklarını ve görüşlerini paylaşmaktan gerçekten mutlu oldukları garip ve olağanüstü bir dönem olarak bakacaklarına dair şüphelerimiz var. Gizlilik politikaları karşısında alınan manevra, özellikle çok güvenilen ve yakinen bilinen kişilerle yapılan küçük grup sohbetlerine benzeri bir norma geçişi temsil ediyor olabilir.
2019 Reuters Enstitüsü Dijital Haber Raporu‘ndan alınan aşağıdaki grafik, kaç kişinin haberleri ve siyasetin gidişatını takip etmek için Facebook ve WhatsApp’taki gruplara güvendiğini gösteriyor.

Reuters Gazetecilik Araştırmaları Enstitüsü.
Ancak viral içeriklerin ve yanlış bilgilerin yayılımını anlamaya, çürütmeye ve yavaşlatmaya çalışan gazeteciler için bu değişim durumu daha da zorlaştırıyor. Bilgiler ister WhatsApp’ta ister Facebook Messenger’da olsun kapalı mesajlaşma uygulamalarında dolaştığında kaynağı ve meta-verisi bulunmaz. Bu nedenle bu tür içeriklerin nerede yayılmaya başladığını ve ağ içerisinde nasıl dolaştığını takip etmenin bir yolu da yok.
Bu alanların çoğu şifrelenmiştir. Onları TweetDeck veya CrowdTangle gibi araçlarla izlemek mümkün değildir. Ayrıca WhatsApp’ta şüpheli bilgileri arayabileceğiniz gelişmiş arama özelliği de yok. Şifreleme, dezenformasyonun izlenmesi açısından ele alındığında özellikle seçmenleri baskılamak için oluşturulmuş kampanyalar gibi gizlenmek üzere tasarlanmış dezenformasyonlar açısından sorun yaratabilir. BuzzFeed’den Jane Lytvynenko düzenli olarak son dakika haberlerindeki söylentileri ve yanlış bilgileri takip ediyor. 2019 yılının Ağustos ayı ortalarında El Paso, Teksas ve Ohio Dayton’daki kitlesel silahlı saldırılar sırasında meydana gelen olayları izlerken, ilk kez Facebook Messenger, Telegram, Snapchat ve Facebook Group dahil olmak üzere kapalı ortamlarda yüksek düzeyde sorunlu içeriğin dolaştığını gözlemledi ve Buzfeed’te bu deneyimini yazdı.

Yanlış bilgilerin yayılımdaki bu değişim gazeteciler için bilhassa etik olarak yeni zorluklar yaratıyor. Siz bu grupları nasıl keşfediyorsunuz? Bulduğunuz bu gruplara katılmalı mısınız? Kapalı bir mesajlaşma uygulamasında bir gruba katıldığınızda kim olduğunuz konusunda şeffaf olmanız gerekir mi? Bu gruplardan topladığınız bilgileri paylaşabilir misiniz? Bu tür gruplardan bilgi toplama sürecini otomatikleştirebilir misiniz? Bu kılavuz boyunca bu soruları ve daha fazlasını ele alacağız.
Reklam kütüphanelerini anlamak
Facebook Reklam Kütüphanesi, Facebook’ta yayınlanan reklamları araştırmanızı sağlar. Bunun için bir Facebook hesabınızın olması gerekmez; kütüphanede herhangi bir konuyla ilgili aktif ve aktif olmayan reklamları inceleyebilirsiniz.
Bu araç, gazeteciler ve araştırmacılar için, dünyanın dört bir yanındaki siyasi reklamlar hakkında, onlara kimin para ödediği de dahil olmak üzere, bilgiye ulaşmak ve bu bilgiyi takip etmek için benzeri görülmemiş bir araştırma alanı sunuyor.
Reklam kütüphanesinde araştırma yapmanın iki ana yöntemi var: (i) Facebook sayfa adına göre arama yapmanızı sağlayan “tümünü ara” seçeneği ve (ii) anahtar kelimelere göre arama yapmanızı sağlayan “konu, seçimler ve siyaset” seçeneği. Örneğin, “iklim değişikliği” için arama yaparsanız kütüphanede bu konuyla ilgili yayınlanmış tüm aktif ve aktif olmayan reklamların bir listesini görebilirsiniz.
Gönderilere tıklayarak reklamı kimin finanse ettiğini, nerede gösterildiğini, hangi demografik grubun hedeflendiğini, reklama ne kadar harcandığını ve daha detaylı birçok bilgiyi öğrenebilirsiniz.

Tüm dünyadaki reklamlara mı yoksa belirli bir ülkedeki reklamlara mı bakmak istediğinizi, aktif reklamları mı aktif olmayan reklamları mı incelemek istediğinizi ya da her ikisini bir arada mı görmek istediğinizi belirlemek için aramanızı çeşitli filtrelerle sınırlandırabilir ya da genişletebilirsiniz. Ayrıca anahtar kelimeleri aradıktan sonra sonuçları belirli Facebook sayfalarına göre filtreleyebilirsiniz.
Örneğin “silahlar” araması yaptıktan sonra reklam kampanyası ve finansmanı hakkında detaylı araştırma yapmak için filtreleme önerilerinden “Aramaya devam edeceğim” butonunu tıklayarak sonuçları filtreleyebilirsiniz.

Facebook Reklam Kütüphanesi Raporu, farklı ülkeler ve tarih aralıkları için toplumsal olaylar, seçimler ve siyaset ile ilgili yayınlanan tüm Facebook reklamlarına genel bir bakış açısı edinmesinizi sağlar. Daha detaylı analiz için bu raporları CSV formatında indirebilirsiniz.
Daha ayrıntılı veriler kullanmak veya kendi Facebook reklam veri tabanınızı oluşturmak için Facebook Reklam Kütüphanesi API’sine erişebilirsiniz. Facebook, API kurulum ve kullanım talimatlarını içeren bir kılavuz yayınladı.
Bu kütüphanenin de kısıtları söz konusu. Facebook API’si kusurları nedeniyle, izleme ve araştırmaların güvenilirliğini etkileyebilecek eksik veri sunduğu için eleştiriliyor. Bununla beraber reklam kütüphanesini kullanırken reklam engelleyicinizi kapattığınızdan emin olun (aramalarınızı etkileyebilir) ve aramanızda herhangi bir sonuç görünmezse bu durumu sorgulayın. Eğer sayfayı yeniler ve aramayı yeniden yaparsanız, yeni bir sonuç listesi elde edersiniz.
Google reklamları şeffaflık raporu
Google, Reklam Şeffaflığı aracını Ağustos 2018’de duyurdu. Bu araç tam olarak Facebook reklam kütüphanesi ile aynı işlevselliğe sahip değil. Şu anda yalnızca ABD, Avrupa, Yeni Zelanda ve Hindistan’da kullanılabiliyor. Bununla birlikte bu araç Google Reklam ağlarını, YouTube’u ve diğer Google ortaklıklarındaki reklamları da içeriyor.
Google’a göre veri tabanı haftalık güncelleniyor ve “bir adayın, mevcut bir makam sahibinin veya parlamenter sistemdeki bir siyasi partinin yer aldığı seçimlerle ilgili reklamlara yaptığı harcamalar” hakkında bilgi içeriyor.
Bölgelerden birine tıkladığınızda karşılaştığınız ilk şey seçim bölgelerine göre reklam harcamalarını gösteren bir haritadır: Örneğin, AB’deki ülkeler, ABD veya Hindistan’daki eyaletler.
Aşağıya indiğinizde kayıtlı reklam-verenlerin harcadıkları miktarı ve genel bölge içindeki tüm reklamlarını görüntüleyebilirsiniz. Kullanıcılar bu reklamları tarihe, harcamaya, etkileşime ve türüne göre inceleyebilir.
Bunların altında ise en çok reklam harcaması yapan siyasi kampanya organizasyonlarını derinlemesine incelemek, ne kadar para harcadıklarını ve reklamların nasıl göründüğünü görmek mümkündür.
Kullanıcılar ayrıca her bölgede adaya veya anahtar kelimeye göre arama yapabilir ve daha detaylı incelemek için verileri CSV formatında indirebilir.

Twitter reklamları
2019 yılı Kasım ayında Twitter CEO’su Jack Dorsey Twitter’da siyasi partilerin, siyasi adayların veya reklam yayınlamak isteyen seçilmiş veya atanmış yetkililerinkiler de dahil olmak üzere tüm dünyada siyasi reklamları kısıtlayacağını duyurdu. 22 Kasım 2019’da Twitter sadece ABD’de reklam yayınlanmasına izin vererek dünya çapında siyasi reklamları yasaklayarak içerik politikasını güncelledi.
Twitter’ın 2018 yazında kullanıma sunduğu Reklam Şeffaflığı Merkezi, günümüzde Twitter’daki sponsorlu tweet’lerin ve video reklamlarının aranabildiği bir veri tabanı görevi görüyor. Bu araç son yedi gün içinde dünyanın herhangi bir yerinden verilen reklamları görüntülemenizi sağlıyor.
Web sitesinin sağ üst köşesinde, Twitter Reklam Şeffaflığı Merkezi’nin en güçlü aracı yer alıyor: Kullanıcıların herhangi bir hesabı bulmasına ve son yedi gün içinde verdiği reklamları görmesine olanak tanıyan bir arama çubuğu.
Snapchat reklamları
Siyasi veya kamuoyunda tartışmalı bir konu hakkında belirli bir görüş açıklamak üzere verilen reklamlardan oluşan bir açık kütüphane oluşturarak gelmesi muhtemel eleştirilerin önüne geçmeye çalışan Snapchat’ten bahsetmek mühim.
Snapchat Siyasi Reklamlar Kütüphanesi’nin sundukları basit ancak ayrıntılı. Kullanıcılar, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında yayınlanan reklamların detaylı verilerini indirebilir ve her bir reklamla ilgili reklamı veren kuruluşlara, harcanan bütçeye, etkileşimlere, mesajlara, demografiye, bağlantılara ve görüntülere bakarak verileri inceleyebilir. Bu tablo 2020 için şimdiye kadar 5.500’den fazla reklam içeriyor ve burada tartıştığımız diğer platformlardaki eksik olan veri kategorilerini de sunuyor.
Facebook grupları
Türler
İki tür Facebook grubu vardır: Herkese açık ve üyelere özel. Bu seçenek Facebook grubuna kimlerin katılabileceğini gösterir. Ayrıca güvenlik kısmından gruplar gizli olarak ayarlanabilir; bu da demek oluyor ki, bu gruplar Facebook’un genel arama özelliği ile arandıklarında bulunamazlar.
Aşağıda referans olarak kullanılabilecek tablo, grup türleri arasındaki farkları açıklamaya yardımcı olmaktadır. Herkese açık ve üyelere özel gruplar bir Facebook aramasında bulunabilir. Ancak bu üyelere özel bir grupsa katılım talebi göndermeniz gerekir. Grubun yöneticisi isteğinizi onaylar veya reddeder.

Bazen bu gruplar size görüşleriniz ve fikirleriniz hakkında özel sorular sorabilir veya gizlilik veya davranış kurallarını kabul etmenizi isteyebilir. (Bu durum, aşağıda belirttiğimiz üzere gazeteciler için etik zorluklar yaratabilir.)

Facebook Gruplarını nasıl arayabiliriz?
Grupları Facebook arama çubuğunu kullanarak arayabilirsiniz. Aşağıda “Anneler ve Silahlar” başlıklı basit bir arama örneği var. Çıkan sonuçlarda görebileceğiniz üzere Facebook “Anneler” kelimesini alır ve içinde “anne” geçen sonuçları karşınıza çıkarır.

Daha karmaşık aramalar yapmanız gerekiyorsa, Google’da arama araçlarını kullanarak aramayı şu şekilde yapabilirsiniz: “Anneler AND silahlar” “el paso” site:facebook.com/groups
Facebook’un 2017’de gazeteciler için ücretsiz hale getirdiği CrowdTangle aracını kullanmadığınız sürece Facebook gruplarını izlemek çok kolay değil.
CrowdTangle’da herkese açık olan Facebook gruplarının listelerini oluşturabilir ve gruplardaki en popüler gönderiler hakkında düzenli şekilde güncellemeler alabilirsiniz. Ancak CrowdTangle kamusal bilgi içermez, bu nedenle kapalı veya gizli gruplara yalnızca Facebook platformu kullanılarak erişilebilir.
Bununla ilgili daha fazla bilgi almak için First Draft’ın Sosyal Ağlarda Haber Toplama ve İzleme Temel Kılavuzuna bakabilirsiniz.

Kapalı mesajlaşma uygulamaları
Kapalı mesajlaşma uygulamalarının kullanımı küresel olarak önem teşkil etmektedir. Dünyada 1,5 milyardan fazla WhatsApp kullanıcısı ve 1,3 milyar Facebook Messenger kullanıcısı var. Bununla beraber Güney Kore’de KakaoTalk ve Çin’de WeChat gibi ülkelere özgü uygulamalar var. Farklı ülkelerde de kullanıma açık olsalar dahi, bazı uygulamalar bazı ülkelerde daha popüler: örneğin İran’da Telegram, Myanmar’da Viber ve Japonya’da LINE gibi.
Ancak bu uygulamaların şifreleme düzeyleri birbirinden farklı. Örneğin, WhatsApp varsayılan olarak şifrelenirken Telegram iki çevrimiçi kullanıcı arasında sesli aramalar ve isteğe bağlı uçtan uca şifreli “gizli” sohbetler için uçtan uca şifreleme sağlar, gruplar veya kanallar için ise şifreleme yapmaz.
Kendinizi ve kaynaklarınızı gerçekten korumak istiyorsanız, şifreleme ve belirli bir süre sonra mesajların kendi kendini ortadan kaldırma seçeneğini içerdiği için Signal çoğu güvenlik uzmanının gazeteciler için önerdiği bir uygulamadır.
Kapalı mesajlaşma uygulamalarını SMS’in başka bir versiyonu olarak görerek göz ardı etmek kolay. Ancak bu alanların farklı topluluklar tarafından çok farklı şekillerde kullanıldığını anlamak önemli. Örneğin, 2019 Reuters Enstitüsü Dijital Haber Raporu’na göre Brezilya, Malezya ve Güney Afrika gibi yerlerde katılımcıların yaklaşık yarısı haberlere ulaşmak için WhatsApp kullanıyor.

Reuters Gazetecilik Araştırmaları Enstitüsü, 2019 Reuters Enstitüsü Dijital Haber Raporu.
WhatsApp dünya çapında en popüler mesajlaşma uygulamasıdır. 1,5 milyar kullanıcının üye olduğu Facebook’un sahip olduğu WhatsApp İspanya, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerde en çok kullanılan mesajlaşma uygulamasıdır. Uygulamaya grup sohbeti özelliğinin eklenmesi mobil iletişimde devrim yarattı ve protestolar, etkinlikler ve seçimler hakkında bilgi alışverişinde bulunmak isteyenler için Whatsapp en popüler araçlardan biri haline geldi.
WhatsApp’ın uçtan uca şifrelemesi ile bu grupların kapalı yapısı gazetecilerin ve araştırmacıların mesajlaşma servisini takip etmesini engelledi. Ancak son yıllarda, mesajları takip etmenin birkaç farklı yolu ortaya çıktı.
“chat.whatsapp.com” adresine girerek Google, Facebook, Twitter ve Reddit gibi platformlarda herkese açık WhatsApp gruplarını manuel olarak arayabilirsiniz. Her gruba katılabilir ve grupları ayrı ayrı izleyebilirsiniz. Bu gruplardan topladığınız bilgileri nasıl kullandığınız ise etik değerlendirme gerektirir (aşağıdaki açıklamalara bakınız).
Bu grupları hesaplamalı/bilişimsel olarak izlemenin bir yolu var, ancak bu izleme WhatsApp’ın Hizmet Şartlarını ihlal ediyor. Bulunduğunuz ülkeye bağlı olarak herkese açık WhatsApp grupları için web’i karış karış araştırabilirsiniz (bir başka deyimle kazıyabilirsiniz). Bu teknik, genellikle, araştırmacılar tarafından kullanılmış ve bu yaklaşımın etik olup olmadığı konusunda tartışmalar başlamıştır.
Burada kısaca özetlenen kazıma ve şifre çözme yöntemleri, özellikle gizlilik ihlalleri konusunda ciddi etik sorular ortaya çıkarmaktadır. Siz veya kuruluşunuz bu teknikleri kullanmadan önce bu soruları dikkatlice düşünmeli ve planlamalısınız.
Belirli bilgilere ulaşmak için WhatsApp’ı izlemenin ve araştırmanın en temel yolu, belirli konular ile ilgili haber merkezindeki bir telefona gönderilebilecek bir bilgi hattı oluşturmaktır. Bilginin ve ipuçlarının miktarına bağlı olarak bunu, gelen bilgileri düzenleme konusunda da size esneklik sağlayan bir ödeme hizmeti olan Zendesk ile entegre edebilirsiniz.
First Draft’ın 2018 Brezilya seçimleriyle ilgili yürüttüğü profesyonel ve profesyonel olmayan gazetecilerin bir arada çalıştığı işbirlikçi gazetecilik projesi Comprova’da, seçim gününden 12 hafta önce merkezi bir ihbar hattı oluşturuldu ve bu ihbar hattına halktan 100.000’den fazla mesaj geldi.
Telegram
Telegram, şifrelenmiş bire bir sohbetler ve gruplar düşünüldüğünde, WhatsApp ile benzer işlevselliğe sahiptir. Ancak WhatsApp grupları 256 üyeyle sınırlıyken, Telegram’ın temel gruplarına 200 üye katılabilir. Telegram’daki süper gruplara ise 100.000 kişi dahil edilebilir.
Telegram’ın WhatsApp’tan temel farkı, bir kişi veya kuruluşun sınırsız sayıda aboneye yayın yapmasına ve bilgi paylaşmasına izin veren kanallar isimli bir özelliğe sahip olmasıdır.
Telegram, radikallerin tercih ettiği bir mesajlaşma platformu olarak ün kazandı. Bir zamanlar IŞİD destekçileri için bir alan olan bu platform, büyük platformların topluluk kurallarını ihlal eden faaliyetlere karşı önlem almaya başlamasıyla diğer radikal grupların da sıklıkla kullandığı bir platform haline geldi.
Discord
Discord, oyun oynayanlar arasında popüler olan gerçek zamanlı bir mesajlaşma uygulaması. Ayrıca son birkaç yılda, siyasi ve sosyal olayların tartışıldığı sanal bir merkez olarak ün kazandı. #MacronLeak bilgi sızdırılması sırasında bu platformda taktikler ve teknikler hakkında konuşan insanlar bulmak mümkündü. Buna ilaveten, Reddit ve 4chan gibi anonim forumlarda da Discord topluluklarına bağlantı linkleri bulabilirsiniz.
Discord, lonca olarak da bilinen sunucular tarafından düzenleniyor. 2016 ABD ara seçimleri öncesinde, çeşitli sunucularda insanların belirli kampanyalar veya adaylar etrafında koordine olduğu sohbetleri takip etmek mümkündü.
BBC eski sosyal medya editörü Mark Frankel, kapalı ve yarı kapalı alanlardan haber yapan gazeteciler için 2018 yılında hazırladığı kılavuzda Discord’u şu şekilde anlatıyordu:
“Tamamen açık veya kamusal bir çevrimiçi forumda sohbet etme konusunda rahatsızlık duyanlar için Discord alternatif bir çıkış noktası sağlıyor. Farklı sunucularda yaptığım günlük aramalarda, birçok kişinin halka açık web sitelerinde daha önce görmediğim belgelerin bağlantılarını paylaştığını ve Trump yönetiminin çocuk göçmenlere karşı tutumundan ABD Yüksek Mahkemesi kararlarına ve vali seçimlerine kadar birçok konuda özgür bir şekilde konuştuğunu gördüm. Birçok açıdan bu platform, büyük ölçüde, anonim grupların MySpace, AOL veya Yahoo’da oluşturduğu sosyal ağın ilk günlerini anımsatıyor.”
Bazı sunucular açıktır ve herkes bu sunuculara katılabilir. Bazıları ise farklı dijital profillere bağlanarak kimliğinizi doğrulamanızı ister ve tıpkı Facebook gruplarında olduğu gibi sizi kabul etmeden önce sorular sorar.
Frankel’in kılavuzunda bulunan aşağıdaki ekran görüntüsü bu güvenlik doğrulaması için yapılan ve titiz bir şekilde hazırlanmış sorulardan birini gösteriyor.

Discord’da araştırma yapmak isteyen gazetecilerin VPN kullanmasını öneriyoruz. Ayrıca, platformda olmanın getirdiği bazı zorluklar hakkında editörünüzle önceden görüşmenizi öneririz. Bu alanlarda gizlenmek mümkün olsa da kapalı uygulamalardan elde edilen bilgileri yayınlamanın potansiyel sonuçlarını düşünmek gerekir. Daha fazla bilgi için bu kılavuzun sonundaki etik değerlendirmeler bölümüne bakabilirsiniz.
Trushar Barot ve Eytan Oren tarafından hazırlanan “2015 Sohbet Uygulamaları Kılavuzu” ve Net Alert’in hazırladığı “Sohbetinizi Güvende Tutun” kılavuzunu inceleyebilirsiniz.
Etik Değerlendirme
Gerek potansiyel olarak saldırgan grupların ideolojilerini anlamak gerekse de geleneksel olarak gizli tutulan bir topluluk hakkında bir haber yapmak için kapalı gruplara ve mesajlaşma uygulamalarına girmek; etik, güvenlik ve hatta muhtemelen yasal kapsamda zorluklar yaratır.
Kapalı bir Facebook grubundaki bir yorumu medya tarafından gündeme taşınan bir kadının deneyimini anlatan ABC Avusturalya’nın bu yazısı, gazetecilerin verdiği küçük kararların, o kelimelerin sahibi olan kişiler üzerinde ne denli büyük bir etki yaratabildiğini göstermesi açısından okunmaya değer bir örnek.
Haber yapmaya başlamadan önce, kurumunuzun kapalı çevrimiçi alanlarda haber toplamayla ilgili mevcut politikasını editör, etik kurulu ve hukuk ekibiyle birlikte dikkatlice gözden geçirin. Kuruluşunuzun böyle bir politikası yoksa, haber toplama işleminizi gerçekleştirebilmek için bu kurullarla görüşebilirsiniz.
Sorulacak ilk soru:
Aradığınız bilgiyi kapalı çevrim içi alanlara girmeden elde etmenin yolları var mı?
Gizliliğe Karşı Kamu Yararı
Cevabınız hayır ise, aşağıdaki sorulara geçmenizi öneririz. Bu sorular kamu yararına karşı gizliliği ve oluşabilecek zararı değerlendirmenizi ve orantılılık hakkında düşünmenizi sağlayabilir:
- Bu gruba katılarak ne elde etmektesiniz? Haberiniz için kaynak, ipucu veya arka plan bilgisi mi arıyorsunuz yoksa yapmayı düşündüğünüz haberin odak noktası grubun varlığı ve içeriği mi? Bu gizli takipçilerin bulunabileceği bir grup mu? Üyeler, bu gruplarda yapılan konuşmaların ve diğer içeriğin herkese açık hale getirilmesini olumlu karşılar mı?
- Girmeyi planladığınız kapalı grubun boyutu nedir ve bu durum grubun gizlilik beklentisini nasıl etkiler?
- Haberi yapmanız grup üyelerini istenmeyen sonuçlara maruz bırakır mı?
- Yapacağınız haberdeki kamu yararı nedir?
- Birden fazla gruba mı girmeyi planlıyorsunuz? İhtiyacınız olan bilgiyi bulmak için girebileceğiniz minimum kapalı grup sayısı nedir?
Şeffaflığa Karşı Güvenlik
Bir sonraki adımda, kapalı bir gruba girerken gerçek kimliğinizi kullanıp kullanmayacağınızı ve kimliğinizi açıklamaya onay verip vermeyeceğinizi veya kimliğinizi saklamaktan kaçınıp kaçınmayacağınızı düşünün.
Bu kararları vermek hem dahil olduğunuz grubu hem de kendi kimliğinizin grupla ilişkisini anlamanızı, dolayısıyla güvenliğe karşı şeffaflığa ağırlık verilmesini gerektirir.
- Bu grubun amacı nedir? Grubun size karşı düşmanca tavır alması mümkün mü ve grup üyeleri kendi aralarında bulunan muhabire nasıl tepki verirler? Örneğin radikal ideolojileri savunan kapalı bir WhatsApp grubuna girmek ile aynı yerde yaşayan ebeveynlerden veya sendikalaşmak isteyen çalışanlardan oluşan bir WhatsApp grubuna girmek kimliği açıklama konusunda farklı bir karar gerektirir.
- Gerçek kimliğinizi kullanarak grupta olmanız dikkatleri üzerinize çekebilir mi? Örneğin, beyaz olmayan kadın gazeteciler potansiyel düşman olarak gördükleri gruplara girerken farklı bir bildirim yapmalarına neden olabilecek ek güvenlik endişeleriyle karşı karşıya kalabilirler.
- Gerçek kimliğinizi kullanarak gruba girmeye karar verirseniz bu bilgileri kiminle paylaşacaksınız? Bunu grup yöneticisine mi yoksa tüm gruba mı açıklayacaksınız?
- Kimliğinizi ne zaman açıklayacaksınız? Gruba ilk girdiğinizde mi, grupta haberlerinize dahil etmek istediğiniz yararlı bir şey bulduğunuzda mı, haber toplamayı tamamladığınızda mı yoksa haberiniz yayınlandığında mı açıklayacaksınız?
- Eğer grup, siz gruba dahil edilmeden önce size belirli sorular yöneltmiş ise, bu grupta bulunma nedenlerinizi, sorulara cevap verirken, dürüst bir şekilde yanıtlayacak mısınız?
Ek olarak dikkate alınması gerekenler
Bunlara ek olarak, bu tür bir araştırmaya başlamadan önce şunları da göz önünde bulundurabilirsiniz:
- Grupların topluluk yönergelerinde açıkça ifade edilen gizlilik hükümleri olup olmadığına,
- Ortaya çıkan haberde, haber toplama yöntemlerini nasıl tasvir edeceğinize,
- Haberin yayımlanmasından sonra öğrendiğiniz bilgileri bilgi aldığınız grup ile paylaşıp paylaşmayacağınıza karar vermelisiniz.
İster gerçek kimliğinizi ister takma adınızı kullanın, dijital güvenlik önlemlerini tartışmak ve uygulamak özellikle de potansiyel olarak muhalif olan topluluklarda haber toplarken çok kritiktir. Gazetecileri Koruma Komitesinin hazırladığı “Dijital Güvenlik Kiti” iyi bir başlangıç noktası olabilir.
Karşıt olmayan gruplara girmekle ilgili etik sorunları incelemek ve tartışmak için Mark Frankel’in sohbet uygulamaları ve diğer yarı açık platformlarda haber üretmenin güçlü yanları ve riskleri üzerine yazdığı makaleyi öneriyoruz.
Sonuç
Bilgi karanlığa doğru ilerliyor ve şimdi kapalı ve yarı kapalı platformlarda oldukça yüksek düzeyde bilgi düzensizliği ile karşılaşıyoruz. Bilgi düzensizliklerini izleme yöntemleri geliştikçe, dezenformasyon yaymaya çalışanlar, kullandıkları taktikleri bulmanın ve izlemenin daha zor olduğu alanlara yönelecekler.
Bu alanları takip etmek emek-yoğun bir süreç gerektirecek ve gazetecilerin bu alanları tespit etmek ve gözlemlemek için daha fazla vakit harcamasına neden olacak. Ayrıca bu tarz bir işin etik yanlarının sektörün her alanında tartışılması da bir gereklilik haline gelecek.
İpuçlarını takip etmek kapalı çevrimiçi alanların araştırılması için önerilen bir yaklaşımdır. Bu yöntem, haber ajanslarının kendi topluluklarıyla ve özellikle koordineli dezenformasyon ve seçmenleri bastırma kampanyaları tarafından hedef alınma olasılığı daha yüksek olan kitleler ile güven ilişkisi oluşturmasını gerektirir. Seçim öncesi dönemlerde haber merkezlerinin, Facebook gruplarında, WhatsApp’ta ve Messenger gruplarında neler olduğunu takip edebilmek için çeşitli topluluklar, örgütler, dini gruplar ve kütüphanelerle ortak çalışma imkanları üzerine düşünmeleri oldukça mühim. Sosyal medya çağında, tıpkı haberlere dair ipuçlarının, hikayelerin ve kaynakların eş zamanlı olarak erişilebilir hâle gelmesine haber ajanslarının hazırlıklı olması gibi; söylenti, uydurma haber ve komplo teorilerini içeren kalitesiz bilginin bertaraf edilemediği bu yeni döneme bizler de hazırlıklı olmalıyız.
Kaynak: First Draft
Çeviri: Bu yazı İnfodemi Eğitimi ekibi tarafından çevrilmiştir.